İnsanlık tarihi büyüleyici olaylarla, gizemli karakterlerle, mantığa meydan okuyan olaylarla doludur. Bilimsel ve teknolojik gelişmelere rağmen, kesin bir açıklaması olmayan pek çok tarihi gizem bulunmaktadır. Bu bilmeceler tarihçilerin, arkeologların ve geçmişe meraklı olanların merakını uyandırıyor, yüzyıllardır süren teorileri ve tartışmaları körüklüyor. Aşağıda, henüz çözülememiş en ilgi çekici gizemlerden bazılarını inceliyoruz.
1. Roanoke Kolonisi'nin Kaderi
1587 yılında yaklaşık 115 İngiliz yerleşimci, günümüzde ABD'nin Kuzey Karolina eyaletinde bulunan Roanoke Adası'nda bir koloni kurdu. Üç yıl sonra Vali John White İngiltere'den erzakla döndüğünde yerleşim yerinin tamamen boş olduğunu gördü. Hiçbir boğuşma izi, ceset ya da ne olduğuna dair somut bir ipucu yoktu. Tek ipucu, bir ağaca oyulmuş "Croatoan" kelimesiydi; bu muhtemelen yerel bir Kızılderili kabilesine bir göndermeydi. Kolonicilerin kaderi bugüne kadar bilinmezliğini korumuş ve yerli kabilelere asimile olmaktan doğaüstü kaçırılmalara kadar çeşitli teoriler ortaya atılmıştır.
2. Jack the Ripper'ın kimliği

1888 yılında Londra, Whitechapel semtinde işlenen bir dizi vahşi cinayetle terörize edildi. Mağdurların kadın olması ve işlenen suçların vahşice bir yöntemle işlenmesi dikkat çekti. Jack the Ripper olarak bilinen katil, çok sayıda soruşturma, şüpheli ve polise ulaşan mektuplara (bazıları sahte, bazıları da muhtemelen gerçek) rağmen hiçbir zaman tespit edilemedi. Kesin delillerin bulunmaması nedeniyle dava bugün bile açık kalmaya devam ediyor ve tarihin en büyük suç gizemlerinden biri olmaya devam ediyor.
3. Mısır Piramitlerinin inşası
Piramitlerin inşasının teknik ve lojistik yönleri pek çok araştırmayla netleştirilmiş olsa da, antik medeniyetlerin sınırlı kaynaklarla bu kadar devasa yapıları nasıl inşa ettikleri konusunda hâlâ önemli boşluklar bulunmaktadır. Örneğin Giza'daki Büyük Piramit, her biri birkaç ton ağırlığındaki taş bloklardan inşa edilmiştir. Bu blokların nasıl bu kadar hassas bir şekilde taşındığı, organize edildiği ve konumlandırıldığı hala tartışma konusudur. Teoriler, salt pratik açıklamalardan, ileri astronomik bilgiye veya hatta dünya dışı yardıma dayanan daha spekülatif hipotezlere kadar uzanmaktadır.
4. Kayıp şehir Atlantis
Atlantis, Yunan filozof Platon tarafından deniz altında gizemli bir şekilde kaybolan ileri bir medeniyet olarak tanımlanmıştır. O zamandan beri kayıp şehir fikri efsanelere, kurgusal eserlere ve arkeolojik araştırmalara ilham kaynağı olmuştur. Bazıları hikayenin yalnızca felsefi bir alegori olduğuna inanırken, diğerleri Platon'un hikayesini Minos uygarlığının çöküşü gibi gerçek olaylara dayandırdığını savunuyor. Atlantis'in yeri (veya varlığı) hala bir sır olarak kalmaktadır.
5. Voynich El Yazması
Voynich El Yazması, 15. yüzyıldan kalma, tamamen bilinmeyen bir dilde yazılmış resimli bir kitaptır. Bugüne kadar hiçbir dilbilimci veya kriptograf metni çözemedi ve içeriğin gerçek bir anlamı olup olmadığı veya karmaşık bir tarihsel sahtekarlık olup olmadığı bilinmiyor. Kitapta ayrıca var olmayan bitkilerin çizimleri, astronomik diyagramlar ve açıklanamayan durumlardaki insan figürleri de yer alıyor. El yazması bilmecesi, tarihsel kriptografinin en büyük zorluklarından biri olmaya devam ediyor.
6. Amelia Earhart'ın Kaybolması
Amelia Earhart havacılık öncülerindendi ve Atlas Okyanusu'nu tek başına uçan ilk kadındı. 1937 yılında dünyayı dolaşma girişimi sırasında uçağı Pasifik Okyanusu üzerinde kayboldu. Onlarca yıldır yapılan yoğun arama ve soruşturmalara rağmen kesin bir ize rastlanamadı. Denize çakılma, ıssız bir adaya düşme, hatta II. Dünya Savaşı sırasında Japonlar tarafından kaçırılma gibi çeşitli teoriler ortaya atıldı. Kaybolmasının sırrı henüz çözülememiş durumda.
7. Nazca Çizgileri
Peru'nun güney çölünde, Nazca Çizgileri olarak bilinen yere çizilmiş devasa figürler, onlarca yıldır bilim insanlarının ilgisini çekiyor. MÖ 500 ile MS 500 yılları arasında yapılmış olan bu şekiller yalnızca yukarıdan bakıldığında tam olarak görülebiliyor ve içlerinde hayvan, bitki ve geometrik şekiller yer alıyor. Peki bunlar nasıl bu kadar hassas bir şekilde yapıldı ve neden? Bazı hipotezler dini ritüelleri öne sürerken, diğerleri astronomik takvimlere işaret ediyor. Kesin bir açıklama yapılmadan Nazca Çizgileri'nin gizemi hala spekülasyon konusu olmaya devam ediyor.
8. Büyük İskender'in Mezarı'nın gizemi
Antik dünyanın fatihi Büyük İskender MÖ 323 yılında öldü, ancak mezarının yeri hâlâ bilinmiyor. Tarihi kayıtlarda, cesedinin Mısır'a götürülerek İskenderiye'ye gömüldüğü belirtilse de, yapılan kazılarda mezarı kesin olarak bulunamamıştır. Yüzyıllar boyunca birçok kişi onu bulduğuna inandı, ancak tüm iddialar kesin sonuç vermedi. İskender'in kalıntılarının son yeri arkeolog ve tarihçileri büyülemeye devam ediyor.
Çözüm
Tarihi gizemler sadece hayal gücümüzü beslemekle kalmaz, aynı zamanda bilgimizin sınırlarını da hatırlatır. Her keşif yeni soruların kapılarını aralayabilir, tarihin tamamen yazılı bir kitap olmaktan uzak olduğunu gösterebilir. Bu bulmacaların bir kısmı asla çözülemeyebilir ama cevap arayışı insan merakının ateşini canlı tutar. Ve kim bilir, belki gelecekte bir noktada, yeni teknolojiler ve araştırma yöntemleriyle, nihayet geçmişin bu sırlarından bazılarını açığa çıkarabiliriz.